Bourdieu`nün eleştirisi, televizyonun sosyolojik gerçekliği belirlemede başat bir yönelim olarak içselleştirdiğini düşündüğü ve kısaca, görece sınırlı bir entelektüel çevrenin görüşlerinin hakim kılındığı bir temsiller alanı olarak ifade edilebilecek kulis kavramında yatmaktadır. Buna göre tv`nin kulisi, bir fikirler mozaiğinden çok, bir benzeşimler evrenidir. Sosyolojik gerçekliklerin bütünü değil, yalnızca bir kesitidir. Dolayısıyla tv`nin söylem stratejilerine ``yataklık`` eden kulis kavramının da ayrıntılı bir çözümlemesi yapılmalıdır. Çünkü Bourdieu`ye göre, toplumsal katmanda hala geçerliliğini ve canlılığını koruyan kimi eleştirel görüş ve düşüncelerin televizyon kulisine / çevresel yansıması, kimi simgesel benzeşimler ve türdeş eğilimler yoluyla engellenmektedir. Bourdieu`ye göre bir başka açıdan, ``simgesel uzlam`` kavramı içinde tanımlanabilecek olan kulisin eyleyenleri, tıpkı toplumsal uzamda olduğu gibi, iki farklılaşma ilkesine göre, yani; ``Ekonomik sermaye ve kültürel sermayeye göre yapılan istatistiksel dağılım içindeki konumlarına göre`` belirlenmişlerdir.
Hüseyin Köse`nin çalışması ``Bourdieu Medyaya Karşı`` bütün açılardan, bir anlamda ``Meydan okuma kılavuzu`` niteliğindedir.
Görüşlerimizin, duygularımızın, kararlarımızın medyaca nasıl yönlendirildiğini görmek için...