Bostan ve Gülistan dan Seçme Öyküler Şeyh Sâdi-i Şirâzî Mezarlıktan geçerken bir zenginin oğluna rastladım. Babasının mezarı başına oturmuş, bir fakire kibirlenip duruyordu: Babamın türbesi eşsiz İran çinileriyle kaplı, tabanı mermer döşeli, sandukası sedef işlemeli, kitabesi filanca hattatın eseridir. Fakir genç, zengin arkadaşını tebessümle dinliyordu. Zenginin oğlu devam etti: Bir de senin babanın mezarına bakalım! Gelişigüzel sıralanmış üç beş kerpiç, mezara yığılan birkaç kürek toprak! Fakir gülümseyerek cevap verdi: Senin baban bu süslü sandukanın ve bu ağır mermerlerin altından kalkıncaya kadar, benimki Cennete çoktan varmış olur. *** Hadis-i Şerifte denilmiştir ki: Fakirlerin ölümü rahata kavuşmak, zenginlerin ölümü hasrete düşmektir. Fakirler, dünyadan ayrıldıklarında üzülecek bir şeyleri olmaz! Fakirliğin sıkıntısını çeken kimse, ölümün kıyısına yükü daha hafiflemiş gelir. Zincirden kurtulmuş bir köle, zindana atılan efendiden daha mutludur.