Geçtiğimiz günlerde, 77 yaşında hayatını kaybeden, Boyut Yayın Grubu'nun kıymetli yazarlarından, usta oyuncu Tuncel Kurtiz'in Bölük Pörçük isimli kitabı sanatçının anısını yaşatıyor...
Dümdüz, sıradan bir otobiyografi değil onunkisi... Kurtiz, kendine has üslubuyla, kitabının adına yakışır bir şekilde, kah oradan kah buradan, dopdolu yaşamından kesitler sunuyor...
Çocukluk ve gençlik yıllarına ait orijinal siyah-beyaz fotoğraflar...
Edremit'ten İstanbul'a, Berlin'den Bodrum'a kadar bir ömür...
Çocukluk yılları, ailesi, dostları, aşkları ve tiyatro sevdası...
Yılmaz Güney, Münir Özkül ve Dormen tiyatrosundan anıları...
Canlandırdığı karakterler...
Tuncel Kurtiz'den şiir tercümeleri...
BASINDAN:
Tuncel Kurtiz bi röportajında anlatmıştı; hayatını yazmış, kitap yapmış, teee 2004 senesinde piyasaya çıkarmış, adı Bölük Pörçük, sadece iki bin adet basılmış, 2013 senesinde hâlâ bitmemiş o iki bin kitap iyi mi...
Üstelik çoğunu ben sattım diye gülüyordu. Röportajı yapan gazeteci Ezel dizisinden sonra da satılmadı mı? diye sorunca, şu acı cevabı veriyordu: Ramiz Dayı diye kitap çıkarmıyorum ki!
*
Gir mesela Googlea...
Tuncel Kurtiz Bölük Pörçük yazıp ara, 5 bin sonuç çıkıyor.
Ramiz Dayının sözleri diye ara, 50 bin sonuç çıkıyor.
*
Tuncel Kurtizi kaybetmekten daha hazin ne var biliyor musunuz?
Sayın basınımızın, sanki yaşarken çok kıymet veriyormuş gibi yapması... Sayın ahalimizin de, 77 yaşındaki ustayı sanki Ramiz Dayıdan önce tanıyormuş gibi yapması.
Yılmaz Özdil, 29 Eylül 2013, Hürriyet
Tuncel Kurtizin Bölük Pörçük(*) kitabı için bir tanıtma yazmıştım, onun hayatını ve bu hayatın içine girenleri okuduğunuzda, bir kuşağın efsane adlarının başka yönlerini de öğrenmiş olursunuz.
Yeni kuşak onu dizilerden önce, Şeyh Bedrettin ve Memleketimden İnsan Manzaralarında tanıdı.
Sultanahmet Yerebatan Sarnıcında (Sarayı) Nâzımı seyredenlere yeniden sevdirdi, okuttu. Şeyh Bedrettini bir de ondan dinleyenler yarattığı etkiyi çok iyi hatırlayacaklardır.
Bölük Pörçükteki bir cümle sizin ilginizi çekecektir:
Ben gitmeseydim Umut gösterilmeyecekti.
Ayrıntısını kitaptan okuyun.
Evet, şimdi ne yapmalı. Radyolar, televizyonlar onun filmlerini göstermeli, tiyatro ve sinema eleştirmenleri bu programlara katılıp onun hakkında konuşmalı.
Yoksa bir günlük törenlerle onu unutulmuşluğun girdabına bırakmamalıyız.
Onun yaşamı, genç kuşaktan birçok tiyatrocuya örnek olmalı.
* * *
SEVDİĞİN topraklarda huzur içinde uyu, Kaz Dağlarının son tanrısı!
Doğan Hızlan, 29 Eylül 2013, Hürriyet