Ta başından, ´fani olduklarını bildikleri için´ yaralı olan insan ruhlarına Boğaziçi´nin, içinde mercan gibi dilek ve rahmet mumlarının yandığı uhrevi mezarlığını açan kitap, yine fani güzelliklerden birinin hikayesiyle sona eriyor, sökülen bir yalının hazin akibetiyle kapanıyor. Fakat Abdülhak Şinasi Hisar´ın bu eseri de, İstanbul´un Ayasofya veya Süleymaniye kubbelerinin, üzerinde bulutların tüttüğü, içinde zihnin düşüncelere daldığı yükseklikleri gibi bir hoş seda bırakıyor ve çok şükür, her şeyin fani olmadığını duyuruyor.
Çelik Gülersoy, Türk Yurdu, Şubat 1955