Filistin direnişinin her Türkiyeli için hep ayrı bir yeri olmuştur. Ne var ki yıllardır intifada görüntüleriyle kanıksadığımız Filistin sorununu, adeta unuttuk. İsrail işgali, onlarca Filistinlinin katledilmesi ve Yaser Arafatın karargâhının kuşatılmasıyla yeniden gündemimize girdi.
Bir televizyon gazetecisi olan Mete Çubukçu, Filistin sorununu unutmayanlardandı. İntifada süreçlerini yerinde izleyen ve bölgeden geçtiği haberlerle Türkiye kamuoyunun bilgilenmesinde katkıda bulunan Çubukçu, bu kitabıyla da İsrailin işgaliyle sonuçlanan sürece nasıl gelindiğini anlamamızı sağlıyor.
Yedi bölümden oluşan kitap 1993-1995 yıllarında ilk kez Filistin ve İsrail liderlerini bir araya getiren Oslo barışını, İsrailde sertlik yanlılarının iktidara geliş sürecini, 28 Eylül 2000de başlayan Ariel Şaronun provokasyonuyla başlayan ikinci intifadayı, Filistin devletindeki yozlaşmayı ve bombalı intihar eylemleriyle ünlenen Haması anlatıyor. İsrail ve Türkiye-İsrail İlişkilerini de ayrı bölümde inceleyen kitap, her bölüm sonunda röportajlara yer veriyor. Kitabın ekler bölümünde, okuyucunun daha ayrıntılı bilgi edinmesi için bölgenin demografik yapısı, siyasi haritası, Filistin ve İsrail yönetim sistemiyle ilgili harita ve istatistikler bulunuyor. Ayrıca kitapta 1895ten 11 Mart 2002ye kadar gelen bir kronolojiyi de görmek mümkün.
Kısacası Bizim Filistin, Filistin mücadelesinin yeni kuşağını, bombalı intihar eylemleriyle adını duyuran Haması, Filistin ve İsrailin savaşa ve barışa dair handikaplarını gözlemler, belgeler ve röportajlarla vazgeçilmez bir kaynak sunuyor.