Beş, altı seneden beri edebiyatımızın gösterdiği çıplaklık manzarası bütün fikir adamlarını düşündürse yeri var. Okuyup yazmanın halk arasında tahammülü ve binaenaleyh kari adedinin çoğalması nispetinde yazı hünerine arız olan bu tereddinin anlaşılmaz sebepleri hakkında hayli şeyler söylendi. Felce uğrayan maalesef yalnız edebiyatımız değildir. Bu hüzal rengi, gizli bir hastalığın sarılığı gibi, ruh ve hayalin bütün bahçelerine sirayet etmekte ve bütün yarakları, yer yer soldurup kurutmaktadır.
1920´lerin sonlarında yazılmış şu cümleler bir edebiyat adamının edebiyattaki gerilemeye koyduğu teşhisi ve bunun sebeplerini daha da geniş bir alanda aramak gerektiğini ne güzel anlatıyor. Bugün de bu sözleri anlamaya çalışmak, Ahmet Haşim´in bakış açısını tartışmak ve Türkçe´nin dil zenginliğini bir vaha hissiyle veren yazılar için Bize Göre ve Bir Seyahat´in Notları... Ahmet Haşim´in eleştirel basımları devam ediyor.