Osmanlı toplumu, bir sevgi, şefkat ve yardım toplumuydu. Devlet, hayat ve hayrat devleti, insan hayrat ve hasenat insanıydı. Osmanlı'da hayat ahirete dönüktü. Ahirete dönük olduğu için de hayatta fuzuli şelere yer yoktu. Osmanlı İnsanı kıble yürekliydi. Faziletliydi, dürüsttü çevreciydi, medeniydi, nazikti; cihana örnekti. Hede ve gayret sahibiydi. Zaferler ve başarılar hayatın bir parçasıydı. Osmanlı'da, insan hakları gözetilirdi. Herkes ibadetinde, kıyafetinde, seyahatinde, ticaretinde özgürdü. Osmanlı'da güçlü olan haklı değil, haklı olan güçlüydü. Adalet duygusu, hayatın her alanını kaplamıştı. Devlet milletle bütünleşmişti. Farklı kültürler, asırlarca barış içinde bir arada yaşamıştı. Osmanlı, yetiştirdiği cevher insanlarla dünyaya nam salmıştı. Tarih gerçek bir ibret aynası ve tam bir tecrübe tahtasıdır. Ve boşuna yaşanmış bir tecrübeler yığını değildir. Bugün, geçmişimizden ders almanın ve yeniden Osmanlı demenin tam zamanı.