Fransa ve Fransız kültürüyle kurduğu tutkulu ilişkiyi kurmaca yapıtlarından çok iyi bildiğimiz Julian Barnes, Bir Çift Söz başlıklı deneme kitabıyla bizleri bu kez kapsamlı bir kültür turuna çıkarıyor. Bu denemeler Fransız edebiyatından, ingiliz ve Fransız yeme-içme kültürlerinin karşılaştırmalı bir değerlendirmesine; 1901 ve2000Tourde France yarışlarının son derece ayrıntılı ve soluk kesici hikâyesinden, Truffaut-Godard çekişmesinin estetik ve ideolojik arka planına; yazarın ilk gençlik yıllarında ailesiyle birlikte yaptığı Fransa yolculuğu anılarından, Brötanya´daki bir yıllık ilginç ingilizce okutmanlığı yaşantısına; Cobb´ın taşra eksenli ve muhalif kültür tarihçiliğinden, Edith VVharton´ın Henry James´le birlikte çıktığı kültür gezilerine; Elizabeth David´in özgün ve radikal mutfak sanatından, Baudelaire, Mallarme ve Courbet´nin çarpıcı yaşam tanıklıklarına ve elbette, Barnes´ın yaşamını deşmekten bir türlü usanmadığı Flaubert´in çeşitli yüzlerine kadar çok geniş bir konu yelpazesine yayılıyor. Cobb gibi, Barnes´ın yaptığı da bir anlamda bir çeşit kültür tarihçiliği; ama kavrayış derinliğine benzersiz bir espri gücü katmış bir yazarın kültür tarihçiliği. Edebiyat söylenegeldiği gibi bir yolculuksa, mesafe tanımaksızın çok sayıda konu ve yazar arasında mekik dokuyan Barnes´ın Bir Çift Sözü bu metaforu fazlasıyla haklı çıkaran, her satırında bizde keyifli bir yolculuk yapıyormuşuz duygusunu uyandıran, bilgiyle yüklü, çok boyutlu ve derinlikli bir kitap.
Barnes´ın Fransa´nın etrafında, telaş içinde sevgilisinin etrafında dolanan arzulu bir âşık gibi çırpınması size biraz gülünç gelebilir. Ama bu bağlılık son derece dokunaklı. Ve bugüne dek okuduğum en iyi denemelerden biri çıkmış ortaya.
- Michelle de Kretser-