‘Psikiyatri, çağdaş dünyanın işleyişinde ne eksikse onu tamamlıyor, bu sayede doğasında taşıdığı kaçınılmaz çelişkilerden insanı ve insanlık sistemini kurtarıyor’’. Bir tıp dalı olan psikiyatriye böyle bir işlev biçen yazar, ‘‘Bilimlerin Vicdanı Psikiyatri’’de bu tezini kanıtlamaya çalışmanın yanı sıra ruh sağlığıyla ilgili çevrelerde genellikle el değmemiş alanlar olan, ‘‘düşünce tarihindeki dalgalanmaların psikodinamiği’’, ‘‘bir sembol üreticisi olarak inasan’’, ‘‘ruh-beden ikilemi’’, ‘‘psikoterapinin bilimselleşmesi’’, ‘‘zamanın ruhu’’ sorunlarına el atmaktadır.
“Bilimlerin Vicdanı: Psikiyatri”, psikiyatri içinde oldukça şiddetli tartışmalara neden olan “travma ve onun bellekle ve kişilik ilişkileri”, “din ve psikoterapi”, “felsefe ve psikiyatri” konuları da tartışmaya katılmakta; “aşk yaşantısının sağlıklı ve hastalıklı yanları” gibi çetrefilli bir alanda fikir yürütmektedir.
“Bilimlerin Vicdanı: Psikiyatri”, ülkemizdeki kültürel atmosfere de kayıtsız kalmamakta, “sözlü ve yazılı kültürün ortasında: Türkiye’de” yaşananlara nasıl bakılması gerektiği üzere durulmaktadır.