Toplumsal denetimin söylemsel bir aygıtı olarak kullanılan geleneksel Batılılaşma modeli çöktü; Avrupa Birliği sürecinde Batılılaşma, toplumun devleti denetlediği demokratikleştirici bir işlev ve içerik kazandı. Batılılaşma, ilk kez, toplumsal ve ekonomik dinamiklerin üzerinde yeniden inşa edilerek normal akışına kavuşuyor, toplumsallaşıyor; baş aşağı durmaktan kurtulup ayakları üzerinde duruyor. Sivilleşmenin ve demokratikleşmenin AB üyeliği sürecinde mümkün olabileceğini kavrayan toplumsal kesimler yeni Batıcılar olarak beliriyor. Eski seçkinci Batıcılar ise korkuyor; Batıdan ve Batılılaşmadan, demokratikleşmeden, küreselleşmeden, insan haklarından, hukuk devletinden... Bu, bir özgürlük korkusu... Bu kitap, devletçi seçkinlerin yeni Batılılaşma korkusunu anlatıyor.