Bazı yolculuklarımı Gece´ye benzetiyorum ben. Kendi karanlığımın, ama bir başkasının uykusunun içinde başlayan, gelişen seferler onlar. Kaybolmaktan, kayboluştan söz etmiyorum tam; aramanın, yaklaşıyor olma duygusunun çekirdeğinden eksik olduğu birkaç yolculuğun yanından geçtiğim oldu, ama hiçbirini Gece´yle, gecelerle örtüştüremedim bu nedenle (...) Dönüp, dönenip duruyorum olduğum yerde; gövdem, sıkıştığı köşede güç bela hareket ediyor, görmeyi henüz bilemiyorum gerçi, gene de yavaş yavaş sertleşen kafatasının dibindeki bir ekrandan hiçbirini teşhis edemediğim görüntüler ölçüsüz bir hızla akıyor.
Enis Batur´dan, Türkçenin seferi uçbeyinden, iç içe geçmiş yolların ezgisi: çocukluğa, ustalara, uykuya, korkuya, şiire ve şairlere, babaya, yazının tekvin noktasına: yolculuklar, bambaşka güzergahlar.