Bana Uzun Mektuplar Yaz Şimdi ise yine kuruntulara kapılmama yol açan sorularla ve ihtimallerle şuracıkta oyalanıyor, nasıl yazabildim o mektupları sözde kilitli bir deftere ve niye yazdım; haydi bir kez yazmış oldum diyelim, peki neden sırlarımı korumak için dikkatli davranmadım, diye sorguluyorum kendimi. Hiç de iyi niyetli olmayan birileri şimdi en gizli duygularımı biliyorlar. Kimse bir şey bilmese bile mutlaka Sevgi, evet herhalde o, biliyor; bir tuhaf bakıyor gördüğü yerlerde... İş işten geçti mi yoksa geçmedi mi? Bu soru zaman zaman aklıma takılıyor. İş işten geçmediyse, yapılacak bir şeyler olmalı hala, bir şeyler ama neler?.. Şurası muhakkak ki bir daha asla iç dünyamı kelimelere dökmeyeceğim. Bütün sırlarım ortalığa dökülmüşken ve bu konuda hala bir sürü bilinmez varken, mümkün mü kantinde neşeli bir sohbete katılmak... Şu Kemal Bey! Benimle ilgili neler biliyor acaba? Ya Yaman?.. Nasıl olabilir, buzdolabı elektirik süpürgesi satmak gibi işleri nasıl yapabilir o? Ama gitmiş işte, kendisi unutturuncaya kadar bir süre, uzaklarda yaşayacak. Kendini unutturmanın gerekli bir şey olduğunu bu üstüste aldığım derslerle öğrenmiş bulunuyorum. Ben de kendimi unutturmak isterdim, defterimi açıp da okumuş olan o meçhul kişi ya da kişilere...