Feridun Andaç, denemelerinde, bize hayatın öte yakasını gösteriyor. Yazının, sözün, kitabın hayatımızdaki anlamının yüzleşmelerini/karşılaşmalarını duygulu, içli, içtenlikli bir bakışla sergiliyor. Okuru bir gezgin, yeryüzü gezgini kılıyor: kitaplara, insanlara, kentlere, yaşanmışlıklara, mekânlara; söz yurdunun, kimlik duygusunun ´yer´lerine yolculuklara çıkarıyor. Hem içtekine, hem de dıştakine dönük yolculukların seyrinde bizi biz yapan duygularla/düşüncelerle buluşturuyor. Onun şu sözlerinin de bu kitabın bir çağrısı olduğunu düşünüyoruz:
Kırk kapının kırk gizini sunarcasına bu kitabı ellerinize bırakıyorum sevgili okurum. Masallarla başlayan dinleme/okuma yolculuğumdan ağanların yansılarını getirip sizlere yeni bir dil, yeni bir ses olarak iletmek istedim. Hayatın sırlı yanlarını bize gösteren kitapların getirdiklerine, hayatın da bunları besleyen yanlarına bakmak, yolculuğumda sizleri de yol arkadaşım kılmak istedim.´