Yirminci yüzyılın trajik kahramanı için, bu ölümlülüğü anlamlı hale getirecek tabiatüstü ilâhî bir gizem yoktur. Kadere karşı korunmak için bir zırh da yoktur. O, suçlu ya da suçsuz olsun, cezalandırılır. Suçlu ve masum terimleri, iyi ve kötü gibi, ironik çok anlamlılığın veya belirsizliğin imalarıyla yüklüdürler. Trajik kahraman bugün, kahraman olmaktan çıkarılmıştır, çünkü o, saf bir tutkunun bulunmadığı, kurban oluşunun haklılığının olmadığı, herhangi bir zafer imkânının yer almadığı ve bütün motiflerinin sorulara açık olduğu bir paradoksun ürünüdür. Varlığın saçmalığını protesto etse de, bir Kierkegaard tavrıyla, absürdü mutlaklığa dönüştürmek için bir gayret sarf etmez. O, hiçliğinin görüntüsüne sadık kalarak ve yaratıcılıkla kendisini tatmin ederek absürd miti üzerinde yükselmeye uğraşır.