Matmazel de Courton Behlül'ün kapısında içeri girmeyerek duruyordu. Ufak bir tereddütten sonra seslendi: Behlül Bey! Orada değil misiniz? Bihter karanlığın içinde fark edilmekten titriyordu, burada saklanmış olmak şimdi kendisine o kadar çocukça bir şey görünüyordu ki, kendi kendine hırsından ahmak! diyordu. Bu saatte, özellikle Behlül orada yokken, bu odada bulunmak, pencerede hava almış olmak pek tabii bir şeydi ki, yalnız saklanmış olmakla şüphe çekebilirdi. Bu, Matmazel de Courton'un nazarında bütün içindeki sırlar bir dakikada okunan bir kitap kadar etkili olacaktı. İhtiyar kız içeri girebilirdi, onu orada görebilirdi, o zaman?