Arthur´un Ölümü değişik kaynaklardan, XIII. ve XIV. yüzyıllarda Kral Arthur ile Yuvarlak Masa Şövalyeleri üzerine yazılan şiirlerden yararlanılarak ustaca derlenmiştir. O kadar ustaca ki, Morte d´Arthur bir derleme olmaktan çıkmış, Malory´nin tek başına yazdığı özgün bir yapıta dönüşmüştür. Malory karmakarışık olan bu öyküleri sadece bir araya toplamakla kalmadı; onları ayıklayıp, gereksiz bulduklarını atarak yirmi bir gruba ayırdı, bu darmadağınık masallardan tutarlı bir bütün yarattı. Ama Malory´nin asıl marifeti, Kral Arthur öykülerini derleyip toplayıp yazınsal açıdan bir bütün oluşturması değil, bu öyküleri yalın olduğu kadar da şiirsel, her okuyucuda hayranlık uyandıran olağanüstü güzellikte bir dille anlatabilmesidir. Düzyazı yazdığı halde aslında bir şair sayılması gereken Malory´nin anlatımı öylesine düpedüz ve sade, hatta öylesine çocuksudur ki, taklidi kolay gelir insana. Oysa hiç kimse taklit edememiştir bu anlatımı.
Victoria çağının en ünlü şairi Lord Alfred Tennyson, Morte d´Arthur´u kaynak olarak kullanıp, Idylls of the King´de Malory´nin düzyazısını şiire dönüştürmeyi amaçladı. Ne var ki, Malory´nin o yalın düzyazısı, Tennyson´un ustaca işlenmiş dizelerinden çok daha şiirseldir. Malory, öykülerinin güzelliğinden ötürü değil, bunları anlatış biçiminden ötürü, XV. yüzyıl edebiyatına, Saintsbury´nin deyimiyle ölümsüz bir kitap verdi.