Edebiyat tarihimize baktığımız zaman zengin bir edebi eserkoleksiyonuna sahip olduğumuzu görüyoruz. Kütüphanelerimiz müelliflerimizinkaleme aldıkları çok sayıdaki yazma eserlerle dolu. Fakat ne yazık ki bunların çok az bir kısmı yeni yazıya aktarılmıştır. Bu eserlerinbir an evvel yayımlanması kültürümüz için önemli bir hizmettir.
Bu eserlerden biri de XVIII. asırda yaşayan Kırımlı mutasavvıf Selim Divane´ye aittir. selim Divane, gençlik yıllarında İstanbul´a gelerek medrese öğrenimi görmüş, kadı olarak Bosna´ya tayin edilmiştir. Daha sonra kadılığı bırakarak Kesriyye´ye gidip bir Kadiri mürşidinden tasavvufi eğitim almıştır. Mürşidi tarafından, halkı irşad için önce Üsküp´e, sonra Selanik´e bağlı Köprülü´ye gönderilmiş ve Miladi 1757 yılında burada vefat etmiştir.
Kaynaklarda Selim Divane´nin bir Divan´ı olduğu belirtilmekteyse de henüz ele geçmemiştir. şiirlerinde Selim, divane ve Selim Divane mahlaslarını kullanmıştır. Miftahu Müşkilati´l-Arifin ile Burhanü´l Arifin isimli, manzum-mensur karışık iki eseri elimizde bulunmaktadır.
(Önsöz´den)