Yemen, dört yüzyıl boyunca, Osmanlı egemenliğinde yaşadı. Kumları, dağları Türk kanına bulanmış, sayısını öğrenmekten tarihi ürkütecek kadar Türk Gencinin canına kıymış bir ülke, bir mezar olarak yer aldı halkın bilincinde. Ölüm acısını dile getiren ağıtlara, türkülere konu oldu....
Trablusgarb Savaşı`na başta Mustafa Kemal olmak üzere birçok genç subay gönüllü olarak katıldı. Gizlice girebildikleri Arap çöllerinde gerilla savaşları öğrgütlediler. Bunun umutsuz bir girişim olduğunu biliyorlardı. Balkan Savaşı başlayınca geri döndüler...
Birinci Dünya Savaşı`na Almanların da yönlendirmesiyle, birkaç cephede birden giren Osmanlı Devleti, Arap çöllerinde nice neferini, nice subayını yitirdi. Irak, Suriye, Filistin, Ürdün, Hicaz birer birer elden gitti. Yalnız İngilizlerle değil, ayaklanan, sabotajlara girişen Araplarla da çarpışıldı. Savaşı 550 bin şehit, 103 bin kayıp, 130 bin tutsak vererek kapatan Osmanlı Devleti de tarihe karıştı...
Ateşkesten sonra olanaklarının son sınırına kadar gierek işgalcilere karşı yeni bir savaşa girişen halkımız, bu halkı bağımsızlık savaşını kazandı. Yeni devletin, Türkiye Cumhuriyeti`nin temel ilkelerini de savaş belirledi: Tam bağımsızlık ve Yurtta barış, dünyada barış!
Bu kitapta Arap çöllerindeki serüvenlerin, çarpışmaların bir panoraması çiziliyor. Tarih kitaplarının kuru anlatımıyla değil; anılara, mektuplara, vb. belgelere dayanılarak... Olup bitenlerden ibret alırken savaşın arka planını, büyük devletlerin Osmanlı İmparatorluğu`na bağlı topraklar üzerindeki hesaplarını, ülkeyi savaşa sokanların Turan ve İslam birliği hayalleri ardındaki çırpınışlarını da izleyeceksiniz.