Anne Frank`ın Hatıra Defteri ne bir topluluğu kötülemek, ne başka bir topluluğu övmek düşüncesiyle yayınlanmış değildir. Bu kitap, içinde yaşadığımız medeniyet çağında bile milyonlarca insanı öldürmekten haz duyabilecek kadar vahşi olanların varlığını gösterecektir. Küçük Anne Frank bir Alman kızı olsaydı yine bu hatıraları çağdaş insanlık, bilmeli, tanımalı, onun ıstıraplarına aşina çıkmalıydı. Hatıraların yayınlanmadığı medeni dil kalmamıştır. Hatırlar piyes oldu, sayısız insanlar bu faciayı sahnede seyretti. Kim bilir, beyazperdeye yansıyacak gölgesi, bütün dünyada nasıl bir hızla dolaşacak? Demek, insan ruhunda doğan acılı hislere duygulu ruhlar ilgisiz kalamıyor. İşte biz de aynı insani duyguyla bu kitabı Türkçesinden yayılamayı faydalı gördük. Zaten genç yaşında bir kampın sefaleti içinde ölüp giden Anne Frank , hatıra defterine öldükten sonra da yaşamak istiyorum diye yazarken iyi niyetli, hakikate bağlı ve haksızlığa karşı cesaretli insanların her zaman mevcut olacağına inanmıştı... Biz de hayatına doymadan ölen bu zavallı kızcağız gibi insanlığın iyi gelecelerine, aralarında Kabiller bulunsa da Habil kadar temiz ruhlu olanlarının da her zaman var olacağına inanıyoruz.