Otuz yıldan beri eğitsel çalışmalarla uğraşıyorum. Bu sürekli çalışma için ikiyüzbin saat ayırdım. Elimden üçbine yakın çocuk geçti. Bir eğitimci olarak son onbeş yılımı uygulamaya ve kominist eğitim sisteminin yetkinleştirilmesine adadım. Bunun için binbir güçlükle, tüm savlarımı gerçekleştiren pilot bir kolektiflik kurdum.
Anton S. Makarenko
Eğitmeyi bilmek de bir sanattır; viyolon ya da piyano çalmak, bir tablo yapmak, iyi bir frezeci ya da iyi bir makine ayarcısı olmak sanatı gibi diyor Makarenko eşsiz bir biçimde sahip olduğu bu sanatı, Ana Babaların Kitabı´nda okuyucularıyla paylaşıyor.
Makarenko bu yapıtta, yaşamın büyük deneyimlerini aktarıyor; çeşitli aile tiplemelerini, zor çocukları, ana babalarla çocuklar arasındaki karmaşık ilişkileri sergiliyor. Kuşkusuz kesin reçeteler değil, ama pek çok okuyucunun sorularına yanıt bulabileceği gönüllü öğütler veriyor. Yaşamın meyve bahçeleri ve çiçekleri arasında, fırtınalar, boralar içinde ve doluvurgunlarında, yaşamla sonsuz ve son derece karmaşık bir ilişkiler ağına giren çocuğa yardım etmenin en yalın, en alçakgönüllü püf noktalarını sunuyor. İyi bir eğitimci olmanın ancak ve yalnızca, iyi bir eş ve iyi bir yurttaş olmaktan geçtiği gerçeğinden hareketle, aynı zamanda en zor görevin sorumluluğunu yüklüyor omuzlarımıza. Makarenko´nun eğitsel yapıtları, paylaşma, dayanışma, sevgi ve insan saygısı duygularıyla ve aynı zamanda kendi onuruyla dopdolu. Bu anlamda ona haklı olarak, yazar Pavlenko´nun dediği gibi bir soyluluk işçisi demek hiç de yanlış olmayacak.