Bireysel öyküler yoğunluklu olarak sözlü kültürün bir parçasıdır ve yazıya döküldüğü zamanlar oldukça azdır. Oysa bireysel öyküler, toplumsal duyarsızlıkların bittiği bir noktadır. Bu bağlamda da bireysel öykülerin yazılı olarak ifadesi, aslında aynı zamanda bir tarih yazma sürecidir Resmi tarih olarak sunulanın kaba hatlarına, bireysel tarih, yaşanmışlıkların inceliklerini ekler.
Bu amaçla, Amerikaya Türklerin nasıl geldiklerini, hayat tarzlarını nasıl kurduklarını ve meslek tutkularını incelemek istedik. Kitabımızın bir diğer temel çıkış noktası da, insanların Türk kimliklerine burada ne kadar duyarlı oldukları konusuydu. İlişkiler düzenini nasıl kurmuşlardı? Bunun sonuçları ne olmuştu? New York`un hızlı yaşamına nasıl ayak uydurmuşlardı? Ya da uydurabilmiş miydiler?
Hayatların öyküye, düşlerin gerçeğe, köklerin kişilerin öz kimliklerine dönüştüğü yerde ilerisi için bir belge niteliği taşıyacak bilgileri bu eserde bulacaksınız. Geliş sebepleri ve yapmak istedikleri ne kadar farklı olursa olsun, bu insanların öyküleri bir araya geldiğinde ortaya bir zariflik, bir renk çıkıyor.
Herkesin anlatılmaya ve dinlenmeye değer bir öyküsü var diyoruz