Avdotya, Averyan Makaroviç´e bakarak: ´Ne kadar rahat ve akıllı bir adam! Herşeyinden belli ki, parti işçisi´ diye düşündü. Ara treni olmasına ve herkesin olup olacağı birkaç saatlik bir yolculuk yapmasına rağmen, herbiri kendini, ´kendisi için´ yolculuk eden sıradan bir yolcu değil, kısa bir zamanda örgütlenmiş ve Averyan Makaroviç gibi yöneticiler yetiştirmiş, kendi düzeni, kural ve geleneklerini tespit etmiş olan bir tek kolektifin üyesi hissediyordu. Bu kolektifin üyeleri birbirlerine zevkle ikramda bulunuyor, durumlarım anlatıyor, diğerlerine karşı ilgi gösteriyor, kapının açık kalmaması için çabalıyorlardı. Avdotya, kendisi için yeni olan bu topluluğun içinde olup bitenleri, konuşulanları canlı bir ilgiyle benimsiyordu. Gemi direkleri, Makas bölgesi kömürleri, yaralının sarkışı, Komsomol Merkez Komitesi´ne çağrılan Lüşa Soboleva gibi bütün bu şeyler Avdotya´nın etrafında coşan ve küçük vagonu her taraftan kuşatan büyük yaşamın dalgalarıydı.