Han'ım hey! Yer giderse ne kalır? Yerinde kayan il kalır. İl giderse ne kalır? İl giderse yurt kalır. Yurt giderse süt kalır, ak memeden süt emen sözü tatlı dil kalır. Dil giderse ne kalır? Yazılmış mektup kalır. Baş giderse ne kalır? Soy içinde kan kalır. Soyda nesli biçilse, o zaman ne kalır? Yurdunda düşman kalır. Düşman biçince ne kalır? Yalnız başı körlenip, koyun olup meleyip, çöl bozkırda dolaşıp, kısır kaz gibi Han kalır. Senin kuşunu besleyen Kutlukaya Bey idi. O da bir mert er idi. Bir atası düşmansa, bir atası kul idi, bir atası il idi, bir atası bey idi. Onun da büyük atası, evliyalar pîri Baba Törkles Hoca Ahmet idi. Ey Han'ım, benim Han'ım! Kul azsa da bey affeder, bey azsa da Han affeder. Atabeyliğimin hakkına Kutlukaya Bey'in hatasını affet! Hatasını affetmezsen, beşikte yatan yavrunun bir kaşık kanından geç! Soyundan akan kan kalsın, çocuktan elini çek!