Masal masal matitas
Kalaylandı Bakır Tas
Azdan çoktan, hoppala hoptan, varvaradan sürsüreden, şuradan buradan, bizim şirin Anadolu´dan...
Çayır çimen geçerek, lale sümbül biçerek, soğuk sular içerek az gittik, uz gittik; dere tepe düz gittik; kah çıktık göğe, kah indik yere; derken daldık masal bahçesine; baktık ki neler yok, neler...
Kırklar yediler; altın kapılar, gümüş taslar; korkak devler, yiğit pireler; güzeller, çirkinler, cadılar, melekler, görkemli saraylar, köhne kulübeler, berber keçiler, tellal develer...
Derken bütün bunları derledik, topladık; bir demet Çilek Masalı yaptık, sizlere sunduk.
Hazırlayanlar erdi muradına; darısı dinleyeceklerin, okuyacakların başına...