Sedat Umran bir simyacı gibi gündelik hayatın gözlemlerine konu olan fizik nesneleri özel bir ruhsal yoğunlaşmanın ışığı altında dönüştüren bir şair. Onun şiiri eşyaya yönelirken ötesini keşfetmeyi amaçlayan, fizikten metafiziğe sıçramak isteyen bir dil geliştiriyor. Böylece eşyayı iç bağlantılarıyla kavrayıp özüne inmeyi başarırken, şiirin bir duyarlık olmanın ötesinde bir bilgilenme olabileceğini de ortaya koyuyor. Poetik bilginin kendine özgü aydınlatıcı etkisi altında şeffaflaşan eşya şairin imgeleminde yeniden üretilmeye artık daha fazla direnemeyecektir. Fizikten metafiziğe böylesi bir geçiş, belki mistik denilebilecek bir ruhsal deneyimin eseri olabilirdi ve şiirin hasından anlayan okuyucu için Sedat Umran şiirinin öteyi işaret edici etkisine maruz kalmaması neredeyse imkansız gibidir.
Akşamın Kaması, şairin, ilki İz Yayıncılık neşriyatı arasında Sonsuzluk Atı başlığıyla yayınlanan toplu şiirlerinin ikincisi...