Yakın tarihimizin çok önemli bir döneminde yaşamış olmasına rağmen (1885 - 1933), şiirlerinde ve düzyazılarında toplumsal sorunlara ve dönüşümlere değinmedi. Bu belki de içe kapalı, yalnız, alıngan ve kötümser, tek kaygısı da edebiyat olan birinden beklenemezdi. Onun için şair ne bir hakikat habercisi, ne güzel konuşan bir insan, ne de bir yasa koyucuydu. Şairin dili, duyulmak üzere oluşmuş, müzikle söz arasında, müziğe daha yakın bir dildi.
Deneme yazarı-eleştirmen Memet Fuat, 20. yüzyılın ilk çeyreğinde Türk şiirine damgasını vuran Ahmet Haşim'in kişiliğini, düşünce dünyasını, sanat anlayışını, şiirinin özelliğini ayrıntılarıyla inceliyor ve çağdaş bir bakış açısıyla sunuyor.
Ahmet Haşim'in şiirlerinden seçmeler ve bugünkü dile çevirileri, düzyazılarından örnekler, kaynakça va sayfa altlarında açıklamalarla birlikte...
(Arka Kapak)
Tadımlık
Birlikte Bütün bizimçündür Nükuş-ı encüm-i vahdetle işlenen bir tül Gibi Üstünde titreyen bu sema; Gecenin dallarında şimdi açan Bu kamer, Bu altın gül... Bütün bizimçündür Ne varsa aşk ile bidar-ı ra'şe, ya naim, Ne varsa aid olan leyl-i hande-me'nusa, Sana aid lebimdeki buse, Lebinin surh-ı bi-zevali benim.