Bu roman 1969`da Ölüdeniz ile Şeria Irmağı arasındaki bir tepede adını unutmak zorunda kalan, ama belleğini kaybetmeye de inatla direnen bir politik eylemcinin serüvenidir. Unutmak, kahramana ölüm gibi gelir, ama adını da unutmak zorundadır. Üç kişi, ölümün eşiğinde, birbirlerine söz vermişlerdir çünkü. Hatta kimin öleceğine karar vermek için kura çektiklerinde, ölümü gözünü kırpmadan iki cebine taş koyarak hile yaparcasına kucaklayacak tipte insanlardır onlar.Mehmet Eroğlu`nun dördüncü romanı olan Adını Unutan Adam aslında devrimci romantiklere, 1968 kuşağına yakılmış bir ağıt; bu kitabın öyküsü de unutulan adların hikâyesidir.