Milletlerin kültür değerleri arasında, isimler önemli bir yer işgal eder. Bir kültür değeri olduğu için her insanın ismi, mensup olduğu kültürün damgasını taşır. Tarihimizin en eski dönemlerinde isimlerimiz; savaş, zafer, yiğitlik gibi kavramlardan, savaşlarda kullanılan ok, yay, mızrak gibi silahlardan, bu silahların yapıldığı demir, çelik, tunç, bakır gibi maden adlarından alınıyordu. Ayrıca devlet, devleti yöneten han, hakan, başbuğ gibi kelimeler, isimlerimize kaynaklık yapıyor. Yurt, ülke, dağ, doruk ve önemli akarsular gibi coğrafi unsurlar ve bunlardan türetilen kelimeler.. Av, avcılık ve tarım araçları gibi kavramlar.. Kurt, at, bozkurt gibi sevilen hayvanlar, en çok tercih edilen isimlerimizi teşkil geliyordu. Çocuklar, gösterecekleri bir kahramanlık veya bir üstün beceriden sonra isim sahibi olma hakkı kazanıyorlar, ancak ondan sonradır ki adsızlıktan kurtulabiliyorlardı. Türk milleti islamiyetle şereflendikten sonra isimlerimiz, isim koyma merasimleri ve bununla ilgili kurallar da büyük ölçüde değişti. Peygamberimiz'in (S.A.V.) ismi, ya Muhammed olarak aynen alındı, ya da Mehmed, Ahmed şeklinde değişikliğe uğratılarak çocuklarımıza verildi. Bunu, dört halifenin Ebubekir, Ömer, Osman ve Ali'nin isimleri, kadın ve erkek sahabilerden ileri gelenlerin adları, ahlak, fazilet, bilim kavramları ve bunlardan türetilen kelimelerin isim olarak alınması gelişmeleri izledi. Eski olsun, yeni olsun, önemli olan çocuğa verilen isim güzel olsun! Peygamberimiz bu konuda: Sizler kıyamet gününde kendi isimleriniz ve babalarınızın isimleri ile çağrılacaksınız, öyle ise çocuklarınıza güzel isimler koyunuz Hadisi şerifi ile bizlere doğru yolu göstermiştir. Bu yolu izlemeliyiz. (Arka Kapak'tan