Neruda adını ilk duyuran yapıttır 20 aşk şiiri ve umutsuz bir şarkı. Ama en çok duyuran. Hem kendisinin hem de çağdaş ozanlardan birçoğunun pek az yapıtı bu ufacık kitabın yaygınlığına ulaşabilmiştir. Daha 1961'de Buenos Aires'deki Losada yayınevi milyonuncu baskıyı satışa çıkarıyordu. Bu sayı şimdilerde iki milyona yaklaşıyordur belki.
Nerden geliyor bu başarı, neye dayanıyor? Bunca yıldır Latin Amerika'nın bütün kentlerinde, okul çevrelerinde olsun, arkadaş toplantılarında, meyhanelerde, fabrikalarda, çiftliklerde, haciendalarda olsun okunup durmasındaki giz ne?
Çok açık, Neruda, daha yirmisindeki o çırak ozan, bu küçük kitapta kendi yürek çırpıntılarını açıklamaya çalışırken, farkına varmadan, her çağdaki, her toplumdaki ilk gençlik çırpıntılarını da anlatmıştı. Ve kendi büyük şarkısının temellerini atıyordu bu ilk şarkılarla.
Zamanla kendi şarkıları olmaktan çıktı bu şarkılar, herkesin gönlüne, herkesin özlemlerine, tutkularına uygun bir kimlik kazandılar. Temel bir gerçeği kavramıştı Neruda: Aşkın mutsuzluğunu. Aragon'un 'II n'y a pas d'amour heureux' şiirindeki gerçeği. 'Sevenler bahtiyar olmaz' diyen Türkçe şarkıdaki gerçeği. Ve bunu süssüz, dolambaçsız, içtenlikli bir sesle söylüyordu.